Dün tarihi bir oylamayla ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy‘nin görevine, kendisinin de üyesi olduğu Cumhuriyetçi Parti içerisindeki aşırı sağcı grubun önergesiyle son verildi. Kongre’nin alt kanadı belirsizlik içinde kaldı.
Oylamada, 208 Demokrat üyenin yanı sıra 8 Cumhuriyetçi üye de McCarthy’nin görevden alınması yönünde oy kullandı. Böylece McCarthy 210’a karşı 216 oyla görevden alındı.
Aşırı sağcılar, McCarthy’nin ABD Başkanı Joe Biden ve Demokratlarla Ukrayna’ya yardımlar konusunda işbirliği yaptığı argümanını dile getirdi.
Yeni bir başkan seçilene kadar Temsilciler Meclisi’ne geçici başkan olarak Cumhuriyetçi Temsilci Patrick McHenry atandı. Temsilciler Meclisi en az bir hafta süreyle tatil edildi.
Önümüzdeki süreçte birkaç Cumhuriyetçi üyenin Temsilciler Meclisi Başkanlığına aday olması bekleniyor.
Temsilciler Meclisi’ndeki krizin geniş çaplı etkileri muhtemelen hem ABD ekonomisinde hem de Ukrayna savaşında hissedilecek.
Bu iki konuyu biraz daha detaylı inceleyelim.
Ukrayna’ya yardım risk altında
Biden yönetimi haftalardır Ukrayna yardımı için ayrılan fonların neredeyse tükendiği konusunda uyarılar yapıyor.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Kongre’nin yılın kalanını kapsayacak şekilde on milyarlarca dolar daha fon sağlamaması durumunda Ekim başından itibaren farklı ölçeklerde karışıklık yaşanacağını öngördü.
Ancak McCarthy’i deviren Temsilciler Meclisi’nin sağcı üyelerinin baskısıyla ülkedeki savaşa yönelik ek fonlar onaylanmadı.
McCarthy’nin görevden alınmasıyla yakın zamanda yeni yardımların gönderilme ihtimali büyük ölçüde azalmış görünüyor.
Yeni bir başkan seçilene kadar mecliste herhangi bir karar verilemeyecek. Bu da en erken önümüzdeki hafta olabilir.
Başkanlık görevine seçilen kişi de McCarthy gibi baskı altında olacak ve aynı ikilemlerle karşı karşıya kalacak.
McCarthy’i koltuğundan etme girişimine öncülük eden Matt Gaetz ve onu destekleyen Marjorie Taylor Greene gibi bazı Cumhuriyetçiler, Ukrayna’ya daha fazla yardım yapılmasına şiddetle karşı çıkıyor.
McCarthy’nin yerine gelecek herhangi bir başkanın Cumhuriyetçilerin sağ kanadından gelecek bir ayaklanmayla karşı karşıya kalması neredeyse kesin.
Yeni başkan, Ukrayna yardımını, sınır finansmanı başlığı altında muhafazakar önceliklerle birlikte paketlemeye çalışabilir. Ancak bu da Demokratların meclisteki desteğini tehlikeye atabilir. Greene ve Gaetz gibi isimler daha önce bu tür girişimleri reddetti.
Biden yönetimi bu sırada İran’dan el konulan silahların gönderilmesi gibi Ukrayna’ya yardım etmenin başka yollarını bulmaya çalışıyor.
Biden dün yaptığı açıklamada, Ukrayna’ya yönelik finansmana duyulan ihtiyaçla ilgili “önemli bir konuşma” yapacağını duyurdu.
Başka seçeneklerin olduğu sinyalini veren Biden, “Bir sonraki aşamada Ukrayna’yı destekleyebiliriz, bunun için finansman bulmamızın başka yolları var ama şimdi bu konuya girmeyeceğim” dedi.
Biden bu sözleriyle Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi başkanını atlayarak Ukrayna konusunun oylamaya sunulmasını sağlayabilecek, çok nadiren kullanılan bir parlamento prosedürüne işaret ediyor olabilir.
Konuşmasında Biden, Cumhuriyetçilerin direnişine rağmen Senato’da olduğu gibi Temsilciler Meclisi’nde de Ukrayna’ya verilen desteğin devamını destekleyen bir çoğunluk olduğuna dikkat çekti.
Ancak bu desteğin onaylanması gün geçtikçe zorlaşıyor.
Hükümetin kapanma olasılığı
McCarthy’nin görevden alınmasının öncelikli nedeni, federal harcamaların 17 Kasım’a kadar devam etmesine izin vererek hükümetin kapatılmasını önleyen bir kararın birkaç gün önce oylanmasına izin vermesiydi.
Geçtiğimiz hafta ABD Kongresi’nde federal bütçe konusunda uzlaşılamadığı için hükümete bağlı kurumların kapanması söz konusuydu.
Hafta sonu yaşanan krizin sona ermesi, bir sonraki mali yıl için hükümet harcamalarının nasıl ve hangi düzeylerde finanse edileceğine ilişkin nihai hesaplamayı geciktirmekten başka bir işe yaramadı.
McCarthy’nin başına gelenler düşünüldüğünde bir sonraki Temsilciler Meclisi Başkanı’nın partisinin sağ kanadına daha fazla taviz vermek zorunda kalması ve meclisteki Demokrat azınlığa, Senato’daki çoğunluğa ve Beyaz Saray’daki Biden’a zemin sunmaya yatkın olmaması söz konusu.
Cumhuriyetçi Parti’nin merkezindeki üyeler ve savunma yatırımlarını destekleyenler kendi önceliklerini finanse etmeye çalışırken, Gaetz ve müttefikleri büyük harcama kesintileri çağrısında bulunuyor.
Temsilciler Meclisi’nin yeni başkanının federal harcamalar konusunda Cumhuriyetçiler arasında bile anlaşmaya varması zor olacak.
Demokratların kontrolündeki Senato eninde sonunda kendi harcama paketini onaylamak zorunda kalacak ve Temsilciler Meclisi’nin desteklediği partizan bir tasarıyı kabul etmesi pek mümkün görünmüyor.
Uzlaşma ihtimali düşük olduğundan, hükümetin belki de yıl sonuna kadar son 10 yılda dördüncü kez kapatılma ihtimali önemli ölçüde artıyor.
Hükümet çalışanlarının büyük kısmı bu süreçte maaş alamıyor ve çalışamıyor. Bu da milli parklardan hava yolculuklarına ve evlilik cüzdanlarına kadar pek çok hizmeti etkiliyor.
Toplumdaki yoksul kesimlere yönelik bazı hükümet programları da kısıtlanabilir.
Tüm bunların ABD’yi resesyona sürükleyebilecek, zincirleme ekonomik etkileri olabilir, bunun da elbette küresel ekonomi üzerindeki etkileri ciddi şekilde hissedilebilir.
Kongrede süren anlaşmazlıklar, kamuoyunun devlet kurumlarına olan güvenini de sarsmaya devam edebilir. Anketler halihazırda bu güvenin bugüne kadar görülen en düşük seviyede olduğunu gösteriyor.
Temsilciler Meclisi’nde yaşanan krizin nihai sonucunu tahmin etmek zor.
Cumhurbaşkanlığı ve kongre seçimlerine yalnızca bir yıl kala, öfkeli ve hüsrana uğramış bir seçmen kitlesi, her kesimden siyasi oyuncular için kötü haber olabilir.