Recep Tayyip Erdoğan, 22 yılda sadece Türkiye’yi değil, muhalefeti de değiştirdi.
CHP’liler artık makam odalarında dua ederek ve Kuran’a el basarak göreve başlıyor! Çok değil 20-30 yıl önce bunu yapanı bizzat CHP elitleri “Şeriat düzenini istemek ve laikliğe aykırı hareket etmekle” suçlayarak kendi kontrollerindeki yargıya havale ediyorlardı.
CHP’deki şaşırtıcı değişim ve dönüşümün ne kadar samimi olduğu tartışılır. Ancak siyaseten sonuç aldıkları da bir gerçek. Bknz:31 Mart yerel seçimleri..
Hakkını teslim etmek lazım bu işin altyapısını Kılıçdaroğlu hazırladı. Pratiğe döken de İmamoğlu oldu.
Peki bundan sonra ne olur? Asıl merak edilen de bu. CHP’deki değişim sürerse ortada bir CHP kalır mı? Yoksa Y-CHP, Y-DYP haline gelerek iktidara mı yürür?
Gidişat sanki CHP’nin giderek DYP benzeri bir parti haline geleceği yönünde. Daha doğrusu Türk siyasetini dizayn etmek isteyenlerin CHP için düşündükleri model tam olarak bu. Arada Cuma’ya giden, gerektiğinde şarap kadehi de tokuşturan, ihtiyaç duyulursa Eyüp Sultan’da Yasin okuyan yeni nesil bir Süleyman Demirel’i partinin başına getirdiklerinde işlem tamamlanmış olacak.
Yeni Demirel’in İmamoğlu olduğunu, kendisi için İstanbul’dan Ankara’ya uzanan Erdoğan’ın hikayesine benzer bir siyasi yol haritası hazırlandığını görmemek için kör olmak lazım.
Bu hikayenin bir tane öznesi var: İmamoğlu…
Ne CHP’nin kendisini 100 yıldır ayakta tutan kurumsal kimliği ve 6 oku ne mevcut genel başkan, ne de bazılarının İmamoğlu’na alternatif olarak gördüğü Mansur Yavaş’ın planı hazırlayanlar nezdinde bir önemi yok.
Hepsi İmamoğlu’nun işini kolaylaştıracak aparatlar olarak konumlandırılıyor. İşleri bitince parti de dahil hepsini tasfiye edecekler.
Kusursuz görünen ve yerel seçim baz alınarak işlediği varsayılan planın sahiplerinin görmediği gerçek ise şu: Taklitler aslını yaşatır. Ve gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.
Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar millet yerel seçimde iktidara ders vermek için oy attığı DYP’leşen CHP’ye bir genel seçimde ülkeyi teslim etmez. -10 ay önce teslim etmedi-
Bu plana en esaslı tepkiyi gösterenler de gerçek CHP’liler olur. Klasik bir CHP’linin en son isteyeceği şey partinin başında yeni nesil bir Demirel’in olmasıdır.
Bayram sonrasında siyaset daha da hareketlenecek. Sürprizlere hazırlıklı olun.
Aşırı fonlanmanın zararları
Kendisi aslında Saraçhane medyasının gölge genel yayın yönetmeni..
Ama bir dönem AK Partide siyaset yapmış, şimdilerde Yeniden Refah ve İmamoğlu’na sinyal çakan bazı AKP’liler tarafından da çok tutulur.
Ruşen Çakır’dan bahsediyorum. Yerel seçimden sonra AK Parti’nin artık yok hükmünde olduğunu ve zincirin koptuğunu söylemiş! Muhtemelen kulağına öyle fısıldanmış!
Washington -Brüksel hattı tarafından fonlandığı belgeli Çakır’ın bugünlerde dümeni İmamoğlu’na kırdığı çok açık.
Çakır ve fondaş arkadaşları daha önce de..
17-25 Aralık’ta..
Gezi’de…
7 Haziran 2015 seçimlerinde..
15 Temmuz ihaneti öncesinde..
2019 yerel seçimleri sonrasında..
Recep Tayyip Erdoğan ve partisini yok hükmünde ilan etmişti.
Erdoğan her seferinde milletin desteğiyle boşa çıkardı bu çürük argüman ve tutarsız öngörüleri…
Ama uslanmıyorlar. Uslanmazlar.
Bugün de bilindik ezberlerini tekrarlıyorlar.
Yeni Türkiye’de yıllardır yok hükmünde olduklarının farkında olmadan serbest stilde saçmalamaya devam ediyorlar.
Aşırı fonlanmanın yan etkileri sanırım.
Yoksa niye belediye seçimlerinden bir iktidar değişikliği çıkarmaya çalışsın Ruşen Çakır.
Hep bu aşırı fonlanma yüzünden oluyor ne oluyorsa…